Sağlıkta Dönüşüm Programı öncesi 1995 yılından bu güne kadar halen Müdür Yardımcısı olarak görev yaptığım Antalya Eğitim ve Araştırma Hastanesi eski binasında iken (o zaman adı Antalya Devlet Hastanesiydi) kullandığımız pek çok cihaz, makine, möble eski idi. Merkezi iklimlendirme yoktu. Vatandaşlar koridorlarda muayene sıralarını beklerken yazın sıcak ve nem nedeniyle işkence çekiyorlardı.
Ayrıca sıramatik sistemi (kapı üstündeki hasta muayene sırasını gösteren ışıklı pano), poliklinik muayenesi için randevu sistemimiz ve (HBYS’miz) yoktu. Koridorlarda muayene sırası bekleyenler için yeterli oturma grubuna, geniş-ferah alanlara sahip değildik. Hastalar servislerde Koğuş Sitemi (bir odada 3 ile 10 kişi arası değişen sayıda hasta) yatardı. Engelli hastalar için hizmet almayı kolaylaştırıcı düzenlemelerimiz yok denecek kadar azdı. Hasta odalarında tuvalet, banyo, lavabo bulunmayıp bir ya da iki servisin hastalarının ortak kullanabileceği ortak kullanım alanlarında en fazla 2–3 adet lavabo ve tuvalet mevcuttu.
Hastalar hastanemizin istediği evrak fotokopilerini çektirme kuyruğuna, muayene sırası alma kuyruğuna, poliklinikte muayene sırasını bekleme kuyruğuna, eğer kan, röntgen, tomografi gibi tetkikler istenmişse kan kayıt kuyruğu, röntgen kayıt kuyruğu, tomografi kayıt kuyruğu gibi kuyruklara her bir birimde ayrı ayrı girer ve girdiği her bir kayıt kuyruğundan sonra ilgili tetkiki yaptırabilmek için o birimde ikinci kez kuyruğa girer tetkik sırasını beklerdi. Daha sonra aynı birimlerde sonuç alma kuyruklarına girilir ve sonuçlar toplanınca Doktora göstermek için tekrar ilgili poliklinik önünde kuyruğa girilirdi. Daha sonra Dönüşüm programı 1. Fazı gereğince oluşturulan Hasta Hakları Yönetmeliğine istinaden koyduğumuz dilek şikâyet kutularına hasta ve yakınlarınca atılan notların “hastaneye sağlam gelen hasta çıkar. Hasta gelen hastalığını katlar çıkar” gibi mesajlar içerdiğini görüyorduk.
Sosyal Güvenlik Kurumları (Emekli Sandığı, Bağ-Kur, Yeşil Kart, Resmi Kurumlar v.d.) Hastaları yasal zorunluluk olmasa kesinlikle böyle bir hastaneye tedavi olmak için gelmeyeceklerdi. Vatan-Millet-Sakarya diyen birkaç idealist hastane çalışanı dışındakileri de bu rezalet çok fazla etkilememekteydi. Hasta memnuniyetini, çalışan memnuniyetini ölçme gereği bile duyulmuyordu. Memnuniyet olsa da olmasa da herkes maaşını alıyordu. “Hastalar gelse de olurdu, gelmese de. Hatta bu gelen hastanın onda biri gelse yeterliydi. Ne diye bu kadar çok hasta geliyordu” düşüncesinde olan pek çok hastane çalışanı mevcuttu.
Ancak Hastanemizde Hasta Hakları birimi oluşturulup hakkını arayan hastanın müracaatı sonucu personelin hastaya karşı olan tutum ve davranışları yoğun bir şekilde sorgulanır oldu. Devlet Politikası olarak Genel Bütçe gelirleri kısıldı, hastane giderlerinin büyük çoğunluğu Döner Sermaye Bütçesine kaydırıldı. Personele ilk yıllar Döner Sermaye Bütçesindeki gelire göre ileriki aşamalarda hastane performansına göre ek ödeme uygulamasına başlandı. Sağlıkta dönüşümün birer parçası olan tüm bu gelişmeler başta yöneticiler olmak üzere pek çok sağlık çalışanının hastaya olan bakış açısında, tutum ve davranışlarında büyük değişim yaratmıştır. Hastaların “velinimetimiz” olduğu anlaşılmaya ve hastanelere gerçek bir işletme gözüyle bakılmaya başlanmıştır.
O dönemlerde yapılan hasta ve çalışan memnuniyet anketlerindeki düşüklük bunun en iyi göstergesi idi. 2007 öncesinde Yatan Hasta Memnuniyeti anketi % 60’larda, Poliklinik Hasta Memnuniyeti anketi %50’lerde, Hastane Çalışan Memnuniyeti anketi % 40’larda seyretmekteydi. Çalışanın Döner Sermaye ek ödemesi olumsuz etkilenmesin diye (performans katsayısı hesaplamalarında bu kriterler etkiliydi) hekim grubu yöneticilerin de baskısı ile bu anketler % 30’a varan oranlarda suni artışlarla işleme alınmıştır. Birebir çalışmaların içinde bulunduğum bu nedenle doğru olmadığından emin olduğum bu istatistik verilerini burada kullanmak istemiyorum. Bir tek benim örneklem alanım olan Antalya Devlet Hastanesinde değil; bu çalışmanın evreni olan T.C. Sağlık Bakanlığının pek çok hastanesinde benzer sorunlar yaşanmıştır ve/veya yaşanmaktadır.
2008 ve 2009 yıllarında yapılan hasta ve çalışan memnuniyet anketlerinde ise hiçbir suni müdahaleye başvurulmadan gerçek durumumuz ne ise görmemizin çalışmalarımızı daha objektif hale getireceği, bunun da kurumumuzu geliştirme yönündeki çalışmalarımıza katkı sağlayacağı düşüncesi ile orijinal haliyle işleme aldık panolarımızda yayınladık. Bunlar aşağıda görüldüğü gibidir.
Antalya eğitim ve araştırma hastanesi 2008 yılı 3. dönem (eylül-ekim-kasım-aralık) hasta memnuniyet anketi sonuçları:
Poliklinik hastaları memnuniyet anketi sonucu : % 75
Yatan hasta memnuniyet anketi sonucu : % 87
Genel anket değerlendirme sonucu : % 81
Anket sonuçlarından da görüldüğü gibi hasta memnuniyeti giderek yükselen bir eğri göstermektedir. Bunda en büyük pay Sağlıkta Dönüşüm Programının zihniyetinin başta yöneticiler olmak üzere tüm çalışanlarca benimsenmesi ve uygulanmasıdır. Ayrıca teknolojinin tüm yenilikleri ile donatılmış bina ve teçhizat olarak en son sisteme sahip yeni hastane binasına taşınmamız, TSE ISO 9001: 2008 kalite belgesi alma yolundaki çalışmalarımız nedeniyle işleyişimizde ve sistemimizde pek çok yenilik yapmış olmamızdır.
SAĞLIKTA DÖNÜŞÜM PROJESİ NEDİR?
Sağlık, tanım olarak; “Ruhen, bedenen ve sosyal yönden tam bir iyilik hali” olarak tarif edilmektedir. 2003 yılında 58 ve 59. Hükümet tarafından sağlık alanında bir program hazırlanmış ve bu alanda yürütülmesi öngörülen temel hedefler “Herkese Sağlık” başlığı altında belirlenerek bu temel hedefler ışığında Sağlık Bakanlığı ile Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı “Sağlıkta Dönüşüm Programını” hazırlamıştır. Aynı yıl Sağlık Bakanlığı ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ortak çalışarak, “Policy and Human Resources Development Fund” (PHRD) ve Dünya Bankası katkıları ile Japon Kalkınma Bankasından hibe alarak “Sağlıkta Dönüşüm Programına Destek Sağlıkta Dönüşüm Programı” (SDP) hazırlık çalışması yapmışlardır. PHRD hibesinden yapılan çalışmalar, Sağlıkta Dönüşüm Programı (SDP) yürürlüğe konmadan önce Aile Hekimliği, Akreditasyon ve Sağlık Bilişimi alanlarındaki mevcut durumun değerlendirmesi ve paydaş analizlerini kapsamıştır.
2004 yılında Dünya Bankası ve Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti 49 milyon Euro’luk bir kredi anlaşması yapmışlardır. Anlaşma gereği “Sağlıkta Dönüşüm Programına Destek Sağlıkta Dönüşüm Programı”nın yürütücüleri Sağlık Bakanlığı ile Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlıklarıdır. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın projeyi yürütme sorumluluğu Sosyal Güvenlik Kurumunun (SGK) kurulması ile birlikte SGK’nın sorumluluğu altına verilmiştir. Halen Sağlık Bakanlığı ve Sosyal Güvenlik Kurumu; Sağlıkta Dönüşüm Programı’nın ana sorumlularıdır. Sağlıkta Dönüşüm Programı ile, genel olarak sağlık hizmetlerinin etkili, verimli ve hakkaniyete uygun şekilde organize edilmesi, finansmanının sağlanması ve sunulması hedeflenmektedir.
Proje Yönetim Destek Birimi, 24 Mart 2004 yılında -makam oluru ile- Sağlıkta Dönüşüm Programının yürütülmesine yardımcı olmak üzere kurulmuştur. Önceden mevcut olan Sağlık Programı Genel Koordinatörlüğünün fiziksel ve insan kaynakları bu tarihten itibaren Proje Yönetim Destek Birimi olarak varlığını ve faaliyetlerini sürdürmüştür.
Bakanlığımızın Sağlıkta Dönüşüm Programının önemli bileşenlerinden birisi de “Karar Sürecinde Etkili Bilgiye Erişim; Sağlık Bilgi Sistemi “dir. Sağlık Bilgi Sistemleri Projelerin gerçekleştirilmesi ve uygulamaya konulması ile birlikte hizmet sunumu, planlama ve denetiminde güncel ve doğru bilgiye dayalı yönetim gerçekleştirilmiş olacaktır. Aynı zamanda vatandaş odaklı tasarlanacak sağlık bilgi sistemleri sayesinde breyin ve toplumun sağlık sorunlarına hızlı çözüm bulmak imkanı doğacaktır.
SONUÇ
Sağlıkta Dönüşüm Programı gereği Personele Döner Sermaye bütçesinden ek ödeme yapılmaya başlandı. Yapılacak ek ödeme miktarının belirlenmesinde hastanede Hasta Hakları Biriminin mevcut ve aktif olup olmadığı, memnuniyet anketleri düzeyi, Kalite çalışmaları ya da kalite belgesi alıp almadığı durumu, hastane otomasyonunun yani HBYS’nin olup olmadığı gibi altyapımızın ve sistemimizin iyileşmesine yönelik pek çok kriter etki etmekteydi. Hatta şimdilerde ek ödeme katsayısı hesaplanmasına etki edecek kriterlere çalışan performansı, ameliyathane masası v.b. kullanılan teçhizatın verimliliği ve performansı, kurum borçluluk oranı, yönetici mali performansı gibi kurumun mali durumunun iyileştirilmesine yönelik kriterler de eklendi. Altı ayda bir İl Sağlık Müdürlüklerince Hastanelere yapılan kalite denetimlerinde kullanılan Sağlık Bakanlığınca oluşturulan performans kriterlerinde Stok yönetiminden, bilgi güvenliğine, enfeksiyon çalışmalarından, tıbbi ve idari süreçlerin işleyişine, destek hizmetlerin etkinliğinden, eğitim hizmetlerinin yürütülmesine kadar hasta ve çalışan açısından işleyişin iyileştirilmesine katkı sağlayacak pek çok maddeyi içermektedir.
Asıl olan da Sağlık Sisteminde Devrim diyebileceğimiz SSK Hastanelerinin Sağlık Bakanlığına devredilmesi, Sosyal Güvenlik Kurumlarının Birleştirilerek SGK adı altında tek bir şemsiye altında toplanması, Özel Sağlık Hizmeti veren Sağlık Kuruluşlarında ödenen katkı paylarının düşürülmesi, Resmi Kurum çalışanları ve SGK şemsiyesi altında bulunan her insanın kamu, özel ayrımı olmaksızın tüm Sağlık Kurumlarından hizmet alabilme imkanına kavuşmaları, SGK’ya onlayn bağlı olarak hizmet verilmesinin (müstahaklık ve/veya provizyon sorgulaması yoluyla) pek çok yanlışlıkları ve yolsuzlukları engellemesi, MKYS ve TDMS verilerinde tutarlılığın sağlanması; MKYS, Sağlık-net v.b. programlarla Sağlık Kurumlarının şeffaf hale getirilerek yönetim ve kontrolünün kolaylaştırılması gibi nice “baba kararlar” hizmet sunucularının ve kullanıcılarının yüzünü güldürmüştür.
Fatma KAHYAOĞLU
KAYNAKLAR
Sağlıkta Dönüşüm Aralık 2003 T.C. Sağlık Bakanlığı Ankara
Türkiye Sağlıkta Dönüşüm Projesi Ağustos 2008 Sağlık Bakanlığı Ankara
Sağlıkta e-Dönüşüm T.C.Sağlık Bakanlığı Bilgi İşlem Daire Başkanlığı Ağustos 2005 Ankara